top of page

YARGININ BAÄžIMSIZLIÄžINI, YARGI EMEKÇÄ°LERÄ°NÄ°N HAKLARINI Ä°STÄ°YORUZ!

Yargının ve yargı emekçilerinin sorunlarının daha da ağırlaÅŸtığı yeni bir adli yıla baÅŸlıyoruz.

 

Yargı ülkemizde her zaman en sorunlu alanlardan birisiydi. Ancak hiçbir dönem bugün düÅŸtüÄŸü duruma da düÅŸmemiÅŸtir. Bugün yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı yapılan anayasa deÄŸiÅŸiklikleriyle ve uygulanan OHAL hukukuyla birlikte tamamen ortadan kaldırılmıştır.  Adaleti saÄŸlamakla görevli olan yargının, hukukun evrensel normlarıyla hareket etmesi gerekirken, bugün geldiÄŸimiz noktada ise ne evrensel normlara ne de kendi kanunlarına uyma söz konusu deÄŸildir.

Anayasada hakim ve savcıların bağımsız ve tarafsız olduÄŸu yazıldığı için yargının bağımsız olduÄŸu iddia edilemez. Hakim ve savcıya verdiÄŸi kararlardan ötürü sürülmeyeceÄŸi, terfi yada tenzil yapılmayacağı, soruÅŸturma açılmayacağı güvencesi verilmezse ya da yasalara ve anayasaya yazılmasına raÄŸmen bu güvenceyi kullandırmayan uygulamalar söz konusu ise hakim tarafsız ve bağımsız olamayacaktır.

 

Hakimlerin bağımsız ve tarafsız olması, yürütmenin yargıdan elini çekmesi yargıç güvencesi ile mümkündür. Bağımsız ve tarafsız yargı vatandaşı devlete karşı koruyan yargıdır. Hükümeti vatandaÅŸa karşı koruyan yargı ise ancak parti yargısı olabilir.

 

Bugün yargı tümüyle siyaset ile iç içe geçmiÅŸ, HSK ve yüksek yargı organları hükümet tarafından denetim altına alınmıştır. Bu denetimin sonucunda iktidarın beklentilerine uygun kararlar vermektedirler. Anayasa Mahkemesinin OHAL sürecinde çıkan kararnameleri incelemeyi reddetmesi bunun hazin örneklerinden birisidir.  Artık hukuk devleti olma ilkesi bir tarafa bırakılarak ülke kanunlarla deÄŸil TBMM’den bile geçirilmeyen kanun hükmünde kararnamelerle yönetilir hale gelmiÅŸtir. Çıkarılan 28 adet KHK ile 150 bine yakın kamu emekçisi ihraç edilmiÅŸ, bugüne kadar cemaatle mücadele edenler aynı torbaya doldurularak, muhalif yüzlerce basın yayın organı kapatılmış, milletvekilleri, belediye baÅŸkanları, gazeteciler tutuklanmıştır.

 

Çalışma yaÅŸamında KHK ile yapılan düzenlemelerde iÅŸçi ve emekçilerin kazanılmış hakları ortadan kaldırılmakta, yargılamaya iliÅŸkin hak kısıtlayıcı ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı düzenlemeler yapılmaktadır. Sendikal örgütlenme hakkı OHAL gerekçe gösterilerek gasp edilmekte ve grevler yasaklanmaktadır. Bütün bunlar OHAL hukuksuzluÄŸunun asıl hedefinin darbecilerle mücadele deÄŸil, iÅŸçi ve emekçilerin kazanılmış haklarının yok edilerek, hak, hukuk, kuralı olmayan kölece bir çalışma yaÅŸamı dayatma olduÄŸunu göstermektedir.  

 

Yapılan araÅŸtırmalarda yargıya olan güvensizliÄŸin %76’lar düzeyinde olduÄŸu görülmektedir. Anketlerde en güvenilmez kurumların başında yargı geliyor. Artık mahkemelere iÅŸi düÅŸenler hakim ya da savcının neci olduÄŸunu araÅŸtırıyor. Toplumda genel olarak adaletin olmadığı duygusunun ise çok daha yükseklerde olduÄŸu yapılan adalet eylemlerine katılımlarda kendisini göstermiÅŸtir.

Yine bu dönem adaletsizliÄŸin en ağır sonuçlarını kadınlar ve çocuklar yaÅŸamaktadır. Her gün onlarca taciz, tecavüz, ÅŸiddet, istismar davasında yargı, “erkek adaletin” teminatı olacak kararlara imza atmakta, “haksız tahrik” denilerek, “rızası vardı” denilerek, “iyi hal”, denilerek yaÅŸananları adeta meÅŸru kılmaktadır.

Tüm bu tablo ülkemizin bırakın hukuk devleti olmayı, kanun devleti bile olmadığını, yargının iÅŸlevsiz ve yürütmeye baÄŸlı hale getirildiÄŸini göstermektedir.  

Yargı da yaÅŸanan bu ağır tablo aynı zamanda yargı hizmetinin verilmesinde büyük özveriyle çalışan yargı emekçilerine de yansımaktadır.

  • Bu yıl AÄŸustos ayında hükümet ve Memur-Sen arasında imzalanan toplu sözleÅŸmede yargı emekçilerinin talepleri karşılanmamıştır.  2018 yılının ilk altı ayında %4, ikinci altı ayında yüzde 3,5 olarak imzalanan zam oranları ile zaten düÅŸük ücretle çalışan yargı emekçileri için hiçbir ÅŸey ifade etmemektedir. Yargı emekçilerinin ekonomik kayıpları ek zamla karşılanmalıdır.

  • Adalet Bakanlığı ülke genelinde yaklaşık olarak 58.000 personelle hizmet vermeye devam etmektedir. Dava sayılarının artışına paralel bir biçimde personel sayısının artırılmaması iÅŸ yükünün ve iÅŸ yoÄŸunluÄŸunun artmasına yol açmakta, bu nedenle meslek hastalığı olarak nitelenebilecek durumdaki bel ve boyun fıtığı, kalp ve damar hastalıkları ve özellikle psikiyatrik rahatsızlıklar yargı emekçileri arasında giderek yaygınlaÅŸmaktadır. Adliyelerdeki iÅŸ yükünün her geçen gün artması nedeniyle yargı emekçileri çoÄŸu zaman mesai bitiminde ve hafta sonlarında çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Adalet Bakanlığı ve baÄŸlı birimlerinde iÅŸ yüküne uygun olarak çalışan sayısının arttırılması saÄŸlanmalıdır.

  • Verilen yargı hizmeti gereÄŸi (duruÅŸma, keÅŸif, suçüstü nöbeti vb. gibi) fazla mesai yapılmasını gerektiren özel durumlarda yapılan mesainin karşılığında izin verilmesi ve fazla mesai ödemelerinde uygulama birliÄŸi saÄŸlanmalıdır.

  • Gerek iÅŸ gerekse ekonomik olarak her türlü zorluÄŸu yaÅŸayan yargı emekçileri diÄŸer taraftan da disiplin hükümleriyle kıskaç altına alınmıştır. ÇoÄŸunlukla iÅŸ yoÄŸunluÄŸundan kaynaklanan en küçük hatada disiplin soruÅŸturması açılabilmekte, hiçbir savunma alınmadan en hafifinden yer deÄŸiÅŸtirme uygulamasıyla karşı karşıya kalmaktadır. Yargı emekçileri disiplin hükümleri yönünden 2802 sayılı yasadan çıkarılmalıdır.

  • MübaÅŸir kadrosu Yardımcı Hizmetler Sınıfından çıkartılarak Genel Ä°dare Hizmetleri Sınıfına dâhil edilmelidir.

  • Zabıt Katiplerinin yeÅŸil pasaport almasını saÄŸlayacak yasal düzenleme yapılmalı, Veri Hazırlama Kontrol Ä°ÅŸletmeni Kadrosuna geçiÅŸi saÄŸlanmalıdır.

  • Adalet Bakanlığı Memur Sınav, Atama ve Nakil YönetmeliÄŸinde yapılan ve 14 Mayıs 2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan deÄŸiÅŸiklikle Yazı Ä°ÅŸleri ve Ä°dari Ä°ÅŸler Müdürlerine iller arası rotasyon uygulaması getirilmiÅŸtir.  Gerek yargı çalışanları gerekse kamu açısından hiçbir yararı olmadığı gibi birçok yeni maÄŸduriyete sebep olacak olan rotasyon uygulaması kaldırılmalıdır.

  • Görevde yükselme sınavlarında mülakat uygulamasına son verilerek liyakata uygun atama yapılmalıdır.

  • Adalet Bakanlığı bünyesinde istihdam edilen sosyal hizmet uzmanları/sosyal çalışmacılar, psikolog, pedagog, aile, çocuk, çocuk ağır ceza mahkemeleri, ceza infaz kurumları ve denetimli serbestlik ve yardım merkezlerinde görev yapmaktadırlar. Sosyal hizmet uzmanları/ sosyal çalışmacılar denetimli serbestlik sistemi içinde ve adliyelerin birçoÄŸunda çalışma yapabilmeleri için fiziki ortama bile sahip deÄŸildirler. Öncelikle fiziki çalışma koÅŸulları düzeltilmedir. Mahkeme uzmanlarının, MaÄŸdur Hakları Daire BaÅŸkanlığı veya baÅŸka bir birime baÄŸlanmadan var olan hukuki statülerinin güçlendirilmesi saÄŸlanmalıdır.

 

Yukarıda yazılı taleplerimizin karşılanması için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceÄŸiz!

 

Hukukun üstünlüÄŸüne dayalı, eÅŸit, laik, demokratik, barışçıl bir adalet sistemi için mücadeleye devam edeceÄŸiz!

Yargının Bağımsızlığını, Yargı Emekçilerinin Haklarını Ä°stiyoruz!

YaÅŸasın Örgütlü Mücadelemiz!

bottom of page