LANETLİYORUZ!

KESK Antalya Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa AYAR yaptığı basın toplantısıyla Atatürk Havalimanı'nda gerçekleşen saldırıyı lanetledi.
Eğitim-Sen Antalya Şube binasında gerçekleşen basın toplantısında konuşan Mustafa AYAR şunları ifade etti
İstanbul Atatürk Havalimanı’nda Yaşanan Saldırıyı Lanetliyoruz!
Güvenlik önlemlerinin en üst düzeyde alındığı iddia edilen İstanbul Atatürk Havalimanı’na yönelik 28 Haziran 2016 tarihinde acımasız bir saldırı gerçekleşmiş, resmi açıklamalara göre 36 kişi hayatını kaybetmiş, 147 kişi yaralanmıştır. KESK olarak İstanbul’da bu insanlık dışı saldırıyı gerçekleştirenleri ve arkasındaki güçleri lanetliyor, yakınlarını kaybedenlere başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
7 Haziran seçimlerinden bu güne kan gölüne dönen ülkemizde gün geçmiyor ki yeni bir katliam, saldırı haberi ile sarsılmayalım. Ülkemizde yöneticiler dışında kimsenin can güvenliği kalmamış, nerdeyse her yer korunaksız hale gelmiştir. Saldırılar ve katliamlardan nedense hiçbir yetkili kendini sorumlu hissetmemektedir. Bu güne kadar yapılan katliamlardan dolayı hiçbir yetkili istifa etmemiş, görevinden alınmamıştır.
Ülkemizin sürekli bir kaos ortamına çekilmekte, adeta iç savaşa sürüklenmektedir. Bu iç savaş ortamından siyasi çıkar bekleyen, milliyetçi güçleri de arkasına alarak daha büyük hedeflere yürüyen bir iktidar ve bu iktidarın başında yer alan bir “reis”le karşı karşıyayız.
Saygıdeğer basın emekçileri,
İçte ya da dışta bu ülkenin huzur, güven ve barış içinde olmasını istemeyen odaklar olabilir. Ancak ülkeyi yönetenlerin tam tersini istemesi ve tesis etmesi beklenir. Ama açıklamalara baktığımızda ölüleri, acıları, onuru-gururu yarıştıran bir zihniyet maalesef ülkemizi yönetiyor ve olup bitenleri kendisiyle ilişkilendirmiyor. Neden bu büyük katliamların önüne geçemiyoruz, nasıl oluyor da üç-beş terörist ülkemizin en büyük havaalanına girip onlarca vatandaşımızı katledebiliyor? Nasıl oluyor da istihbarat, güvenlik güçleri bunun önlemini alamıyor?
Ülkede hiçbir acı yaşanmasın, hiçbir ölüm olmasın diyenlere acımasızca saldıran ve ülkemizin içine düştüğü açmazı sorgulayan her kişiyi, grubu, kurumu teröristlikle suçlayanlar, gerçek teröristlere engel olamıyor. Onları biliyor, takip ediyor ama engel olamıyor. Bu çelişkiyi tüm halkımızın görmesi gerekiyor.
Hiçbir insanımızın burnunun kanamasını bile istemiyor, ama demokrasi, huzur ve barış ortamına ülkemizin ivedilikle dönmesi; komşularıyla olan ilişkilerini saygıya dayalı bir yaklaşımla ele alması ve onların içişlerine karışmaması gerektiğine inanıyoruz. Bunun için de iktidarın kendi üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmesini, artık savaş dilini kullanmaktan vaz geçmesini bekliyoruz.
Değerli basın emekçileri,
Ülkemizde bugüne kadar yaşanan katliamlara baktığımızda hepimizin tüylerini ürperten gerçeklerle karşılaşıyoruz. Takip edilen ama engellenmeyen canlı bombaları, Suriye’den bu tarafa üç beş bomba attırırız diyenleri unutmadık. Bu tür gelişmeler, halkın yönetenlere olan güven duygusu kaybolmuş, uluslararası alanda ülkemiz giderek daha da yalnızlaşmıştır.
İŞİD’i “öfkeli üç beş Sünni genç” olarak ilan eden anlayış acilen terk edilmeli; ülke içindeki ilişki ağları, bunların devlet aygıtı içerisindeki güçlerle ilişkileri açığa çıkarılmalıdır ve İŞİD’in devlet aygıtı içerisinde ilişkide olduğu kişiler, yapılar tasfiye edilmelidir.
Ankara’da ya da İstanbul’da, Bağdat’ta ya da Paris’te, Şam’da ya da Brüksel’de, dünyanın neresinde olursa olsun, doğrudan halka yönelik olarak gerçekleştirilen bu tür saldırılar, insanlığın en temel değerlerine meydan okuyan IŞİD barbarlığına, içerdeki ve dışardaki siyasi destekçilerine karşı ortak tutum almak ve mücadele etmek gerektiğini bir kez daha göstermiştir.
Bugüne kadar bu tür saldırı tehditlerini hafife alanlar, tüm uyarılara rağmen görmezden gelenler, halkın can güvenliğini tehlikeye atan tüm sorumlular derhal istifa etmelidir!