top of page

İŞİMÄ°ZE Ve GELECEĞİMÄ°ZE SAHÄ°P ÇIKIYORUZ,  BU AÄžIR SALDIRIYI DA PÜSKÜRTECEĞİZ

Bugün (29 Eylül)  Antalya Ä°l Milli EÄŸitim MüdürlüÄŸü önünde KESK Antalya Åžubeler Platformu olarak yaptığımız basınaçıklamasında Darbe, OHAL, KHK hukuksuzluÄŸu ile kamu emekçilerinin açığa alınma, iÅŸten çıkarılmaları ve halkın iradesini ortadan kaldıran kayyum uygulamalarına karşı  “EYLEM PROGRAMIMIZ” açıklandı. Açıklamayı Dönem Sözcüsü BES Antalya Åžube BaÅŸkanımız Mustafa Ayar yaptı. Basın açıklaması metni aÅŸağıdadır.

​

Ä°ÅŸimize Ve GeleceÄŸimize Sahip Çıkıyoruz,  Bu Ağır Saldırıyı Da PüskürteceÄŸiz!

 

 

“Darbecilerle mücadele” adı altında emekçilere, iÅŸçilere, toplumsal muhalefete bedel ödetildiÄŸi, tam anlamıyla bir zulüm döneminden geçiyoruz. OHAL’le, KHK’lerle süren saldırı dalgasından, her dönem darbelerin-sıkıyönetimlerin, OHAL’lerin hedefi haline gelen konfederasyonumuz KESK’ de payına düÅŸeni alıyor.  Üyelerimiz kokteyl gerekçelerin öne çıktığı KHK’lerle FETÖ torbasına doldurulup açığa alınıyor, ihraç ediliyor.

 

Her fırsatta “mili irade”den dem vuran siyasal iktidar seçilmiÅŸ belediye baÅŸkanlarını görevden alarak kayyumlar atıyor. Bir taraftan halkın iradesi gasp edilirken diÄŸer taraftan belediyelerde çalışanların iÅŸ güvenceleri pamuk ipliÄŸine baÄŸlanıyor.

 

Dünya Barış Gününde çıkarılan 672 sayılı KHK ile baÄŸlı sendikalarımızın üyesi 200’ü aÅŸkın arkadaşımız kamudan ihraç edildi. Okulların açılmasına on gün kala 9.800’ü baÄŸlı sendikamız EĞİTÄ°M SEN üyesi olmak üzere toplam 11.301 eÄŸitim emekçisi açığa alındı. Ardında da farklı illerde soruÅŸturmalar baÅŸlatıldı. Ä°ÅŸin garip tarafı Saray baÅŸta olmak üzere hemen herkes kamuda açığa almalarda, ihraçlarda “at izi it izine karşıtı” tespiti yapıyor. Ancak aileleri ile birlikte üç yüz bin insan sorgusuz, sualsiz, nedeni ve ispatı olmadan “ kurunun yanında yaÅŸ da yanar” denilerek sokaÄŸa atılmışken siyasal iktidar saldırı dalgasını daha da büyütmekten geri durmuyor. Öyle ki bu haksız, hukuksuz açığa almaları OHAL hukuku ile açıklamak bile mümkün deÄŸil.

 

KESK her dönem emek, demokrasi ve barış düÅŸmanlarının hedefinde olmuÅŸtur. Bugün de aynı kesimlerin hedefindedir. KESK olarak, ne zaman haklarımızı, özgürlüklerimizi yok sayan düzenlemelere, saldırılara  karşı emek ve demokrasi mücadelemizi yükseltesek karşımızda korku imparatorluÄŸunun “ustalaÅŸan” mimarlarını bulduk.

 

Bugün de üyelerinin hak ve çıkarlarını korumakla, geliÅŸtirmekle görevli her sendikanın, her konfederasyonun yapması gereken sendikal faaliyetlerimiz darbe giriÅŸimi fırsatçıları tarafından açığa almaların, ihraçların, gözaltı ve tutuklamaların gerekçesi haline getirilmek isteniyor. Tek adama dayalı dikta rejmini hayata geçirmenin fırsatı, onların deyimi ile “Allahın Lütfu”  bu OHAL düzeninde bir kez daha hedef tahtasına konmuÅŸ olmamız bizim için aslında ÅŸaşırtıcı deÄŸildir. 

 

Sözün özü KESK bugün de emek, demokrasi ve barış düÅŸmanlarının hedefindedir.

KESK hedefte, çünkü KESK,  güvencesiz, esnek istihdamı temel istihdam biçimi haline getirmeyi, bireysel performansa göre birbirinin rakibi haline getireceÄŸi kamu emekçilerini kendisine biat eden “kapı kullarına”  dönüÅŸtürmeyi hedefleyenlerin önündeki en büyük engeldir.

 

KESK her türlü baskıya, engellemeye raÄŸmen herkese güvenceli iÅŸ güvenli gelecek talebinden taviz vermeyen kamu emekçilerinin mücadele örgütüdür.

KESK, tüm toplumsal yaÅŸamın dinsel referanslarla yeniden yapılandırılmasına karşı laik ve seküler yaÅŸamın yılmaz savunucusudur.

 

KESK hedefte, çünkü KESK en başından beri kesintisiz olarak sürdürdüÄŸü parasız, ulaşılabilir ve nitelikli kamusal hizmet mücadelesi ile kamu hizmetlerini tasfiye etmeyi hedefleyenlerin önünde engeldir. 

 

KESK hedefte, çünkü KESK sadece üç milyon kamu emekçisinin deÄŸil, emekten,  demokrasiden, barıştan yana milyonların sesidir.

KESK hedefte, çünkü KESK, kamu emekçilerinin yıllardır sınırlanan iÅŸ güvencesini tamamen ortadan kaldırmak isteyenlere karşı, sadece “iÅŸ güvencesi kırmızı çizgimizdir” diye beylik açıklama yapıp köÅŸesine çekilen, üyeleri ihraç edilirken-açığa alınırken kılları dahi kıpırdamayan “sendikamsı” yapılara benzemez. Sadece kendi üyeleri için deÄŸil, ayrımsız tüm kamu emekçilerinin hak ve çıkarlarını korumayı en başından beri görev bilir.

 

Her ÅŸeyden önemlisi KESK hedefte, Çünkü KESK, sendikal mücadelenin demokrasi ve özgürlük mücadelesinin bir parçası olduÄŸunu bilen kamu emekçilerinin mücadele örgütüdür. Ä°ÅŸte bunun için aslında hedefte olan sadece baÄŸlı sendikalarının üyeleri açığa alınan, ihraç edilen, gözaltına alınan, tutuklanan KESK deÄŸil, emek, barış ve demokrasiyi savunan herkestir.

 

Çünkü AKP iktidara geldiÄŸi günden bugüne toplumsal yaÅŸamın tüm hücrelerini kendi ideolojisine uygun bir ‘yeni’ rejime göre ÅŸekillendirmek için elinden geleni ardına koymamaktadır. Bu ‘yeni’ rejimde demokrasiye, barışa, emeÄŸe, sendikal hak ve özgürlüklere,  laik-seküler bir yaÅŸama, adalete ve hukuka yer olmadığı Saray ve AKP tarafından özellikle 7 Haziran seçimleri sonrasında atılan her adımla daha fazla netleÅŸmiÅŸtir.

 

7 Haziran seçimlerinden sonra ise Saray/AKP iÅŸbirliÄŸinde bir sivil darbe sürecinin iÅŸletildiÄŸi bilinmektedir.  Bugün ise en tepedeki isim tarafından “Allahın bir lütfu” olarak nitelendirilen 15 Temmuz darbe giriÅŸiminin OHAL ilanı ile fırsata çevrilerek bu sivil darbe sürecin derinleÅŸtirildiÄŸi bir süreçten geçiyoruz.

 

Bu nedenle bugün genelde toplumun en geniÅŸ kesimleri özelde kamu emekçileri olarak sıkıştırıldığımız bu cendereden çıkmanın tek yolu sıramızı beklemeden, haklarımızı korumak için zaman kaybetmeden bir arada birleÅŸik mücadeleyi örmekten geçmektedir.

Bunun için bugündenbaÅŸlayarak iÅŸyerlerinde ve yerellerde;

  1. OHAL kaldırılsın

  2. KHK’LER geri çekilsin

  3. “Ä°hraç edilen ve açığa alınan Kamu emekçileri derhal görevlerine iade edilsin” talepleri ile yurt genelinde bir imza kampanyası ile eylemlerimize start vereceÄŸiz.

  4. Yine bugünden baÅŸlayarak 15 Ekim tarihine kadar iÅŸyerlerinde, kent meydanlarında kuracağımız stantlarda “Ä°ÅŸimize ve geleceÄŸimize sahip çıkıyoruz. Bu ağır saldırıyı da püskürteceÄŸiz” baÅŸlıklı bildiri dağıtımı yapacağız.

  5. 1 Ekim 2016 tarihinde  basın açıklaması yapacağız.

  6. 5 Ekim Dünya ÖÄŸretmeler Günü vesilesiyle “Güçlü ve Demokratik Bir Toplum Ä°çin ÖÄŸretmene DeÄŸer Ver!” teması ile illerden katılımla Milli EÄŸitim Bakanlığı önünde oturma eylemi yapacağız.

  7. 10 Ekim katliamının yıl dönümünde yurt çapında yapacağımız eylem ve etkinliklerle barış karanfillerimizi anacağız.

  8. Emek ve demokrasi güçlerinin katılımı ile OHAL kaldırılsın diye bir kez daha haykırmak için 12 Ekim’de illerden yola çıkan yürüyüÅŸ kollarımızla buluÅŸarak 15 Ekim sabahı Ankara’da olacağız.

 

Gün, umutsuzluk günü deÄŸil, umudu, dayanışmayı, direniÅŸi, mücadeleyi büyütme günüdür. Ülkemizde yepyeni, mutlu bir hayatın filizlenmesini saÄŸlayacak, Umut sende, bende, bizde..Umut BirliÄŸimizde, Mücadelemizde, Dayanışmamızda.

Üstümüze çöken kara bulutları dağıtacak tek güneÅŸ birliÄŸimiz, direniÅŸimiz, yarına olan umudumuzdur. Åžimdi birbirimize her zamankinden daha fazla kenetlenerek dayanışma, direnme zamanıdır.

YAÅžASIN EMEK VE DEMOKRASÄ° MÜCADELEMÄ°Z!

YAÅžASIN SENDÄ°KAL MÜCADELEMÄ°Z!   

YAÅžASIN KESK!

​

​

​

bottom of page