AKP KARANLIĞINI EMEKÇİLERİN MÜCADELESİ AYDINLATACAK!

16 Nisan 2017 tarihinde yapılacak olan anayasa değişikliği referandumu ile Türkiye önemli bir dönemecin eşiğine getirilmiştir. Öncelikle sivil bir anayasa neredeyse tüm toplumsal kesimlerin üzerinde hemfikir olduğu bir konudur. Darbeciler tarafından hazırlanan ve namluların gölgesinde topluma dayatılan 1982 anayasasının halen yürürlülükte olması Türkiye’nin bir ayıbıdır.
1982 anayasasının emek düşmanı yapısının, anti demokratik seçim sisteminin, YÖK ve benzeri kurumlarının 35 yıldır devam ediyor olması, eşitlik, adalet, demokrasi ve insanca bir yaşam isteyen toplumsal kesimlerin sivil ve demokratik bir anayasa talebi her dönem gündemde olmuştur.
Bugün bizlere seçenek olarak sunulan anayasa değişiklikleri ile içerisinde bulunduğumuz OHAL ve KHK diktatörlüğü anayasal güvence altına alınmak istenmektedir. Mevcut fiili durumun yasallaşması, kuvvetler ayrılığı ilkesinin ortadan kaldırılarak yasama, yürütme ve yargının tek elde toplanacağı bir tek adam rejimini ortaya çıkaracaktır.
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana ekonomik ve siyasi tercihlerini sermaye çevrelerinden yana kullandığı ortadadır. Anayasa değişiklikleri kabul edilirse grev yapıp yapamayacağımızdan, toplu sözleşme süreçlerine kadar her şeyi tek bir kişinin kararına bağlı olacaktır.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşananlar, anayasa değişiklikleri referandumda kabul edilirse neler yaşayabileceğimizin bir aynasıdır.
Kamuda fiilen iş güvencesi kaldırılmış, herhangi bir fiile dayandırılmadan hukuksuz, sorgusuz- sualsiz yüz binin üzerinde kamu emekçisinin işine son verilmiştir. AKP kamuda yandaş sendikası Memur Sen’le birlikte AKP’li olmayan tüm kamu emekçilerini hedefine koymuştur. Partili Cumhurbaşkanı yaklaşımı, partili memur yaklaşımına kadar uzanmaktadır.
Kamu hizmetlerinin tasfiyesi ve piyasaya açılması en temel kamu hizmetlerinin parayla ölçüldüğü bir anlayışı beraberinde getirirken yoksullar cemaat ve vakıfların insafına terk edilmiştir. Anayasa değişiklikleri kabul edildiği takdirde kamunun yağma ve talanı hız kazanacaktır.
Türkiye’de muhalif her kesim baskı altındadır. Keyfi uygulamalar sonucunda, milletvekillerinden, gazetecilere, sendika üye ve yöneticilerinden, sanatçılara kadar muhalif kesimler üzerinde tutuklamaya kadar varan uygulamalar sürerken, yayınlanan KHK’lerle bir gecede gazeteler, dergiler, televizyonlar, dernekler kapatılabilmektedir.
Demokratik bir anayasa için katılımcılık esastır, kapalı kapılar ardında hazırlanan anayasa değişikliği maddelerinin topluma dayatılması, tek bir kişinin olağanüstü yetkilerle donatılması demokratik değerlerle bağdaşan bir durum değildir. Esas yapılması gereken anti demokratik seçim sisteminin değiştirilerek ülkemizin demokratikleştirilmesidir.
Referandum sürecini salt anayasa değişiklikleri değil AKP’nin 14 yıllık iktidarında ortaya koyduğu politikaların oylanacağı bir süreç olarak ele almak ve ülkemizi uçurumun kenarından almak için bir fırsat olarak görmek gerekmektedir.
AKP Hükümetinin 15 yıllık uygulamaları Başkanlık Sisteminde cisimleşmektedir. Hukukun ayaklar altına alındığı, Anayasa, yasa ve yönetmeliklerin hiçe sayıldığı, her düzeyde kişilerin belirleyici olduğu ve denetim mekanizmalarının ortadan kaldırıldığı, kamu hizmetlerinin tasfiye edilerek yandaşların kullanımına sunulduğu, modern köleliğin, ucuz, güvencesiz ve sendikasız çalıştırmanın esas hale geldiği, yurttaşlığın değil kulluğun hakim olduğu sistemin adıdır Başkanlık Sistemi. İş güvencesinin, kıdem tazminatının, emeklilik ikramiyesinin bir kararname ile ortadan kaldırılmasıdır.
Örgütlü olduğumuz kurumlarda bugüne kadar yürürlüğe koyulan uygulamalar, “yaptıkları yapacaklarının teminatıdır” sözünü hatırlatmaktadır. Ücretlerin enflasyon oyunlarıyla sürekli geriletilmesi, farklı ücret uygulamaları, yan ödeme adı altında ödenen fazla mesai, ikramiye, havuz parası, yol ücreti haklarının ortadan kaldırılması, adil ve liyakate bağlı personel alımı ve görevde yükselmelerin yerine mülakatın ve hülle yoluyla atamaların kalıcı hale getirilmesidir. Kreşlerin kapatılması, servislerin kaldırılması, yemeklerin pahalı ve niteliksiz hale getirilmesidir. Esnek ve performansa göre çalıştırmanın yaygınlaştırılmasıdır.
280 bin büro emekçisinin haklı taleplerinin sözcüsü ve mücadele örgütü olan sendikamız referandum sürecini büro emekçilerinin taleplerinden bağımsız görmemektedir.
TALEPLERİMİZ EMEKÇİLER İÇİN HAYIR’LIDIR…
14 yıllık AKP iktidarının yaptıklarının yapacaklarının teminatı olduğundan hareketle;
-
OHAL’e ve KHK diktatörlüğüne HAYIR diyoruz.
-
Hukuksuz ve keyfi bir biçimde hayata geçirilen açığa alma ve ihraç uygulamalarına HAYIR diyoruz.
-
İş güvencesinin ortadan kaldırılması, sendikasızlaştırma dayatmalarına, grev ve toplu sözleşme başta olmak üzere, kamu emekçilerinin kendilerini ifade etme, itirazlarını dile getirme aracı olan sendikal haklarımızın ortadan kaldırılmasına HAYIR diyoruz.
-
Enflasyon oyunlarıyla kamu emekçilerinin ücretlerinin düşürülmesine HAYIR diyoruz!
-
Havuz parası, ikramiye, yol ücreti, fazla çalışma ücretlerimizin çalınmasına HAYIR diyoruz.
-
Ücret adaletsizliklerine, kamu emekçileri arasında yaratılan ücret uçurumlarına, eşit işe eşit ücret ilkesinin çiğnenmesine HAYIR diyoruz.
-
Hülle yoluyla atamalara, yandaş kadrolaşmaya; büro emekçilerinin görevde yükselme hakkının gasp edilmesine HAYIR diyoruz.
-
Liyakate ve niteliğe göre değil, yandaşlığa göre büro emekçisi istihdamına, görevde yükselmelerde ve dışarıdan alımlarda mülakat sistemine HAYIR diyoruz.
-
Kiralık işçilik, Toplum Yararına Çalıştırma adı altında büro emekçilerinin esnek ve güvencesiz çalıştırılmasına HAYIR diyoruz.
-
Bireysel emeklilik sistemi ile sosyal güvenlik hakkının piyasalaştırılmasına, zorunlu tasarruf uygulamasına HAYIR diyoruz
-
Mobbinge HAYIR diyoruz
-
Performans sisteminin bir parçası olarak işyerlerimize kurulan kameralara, turnike sistemlerine HAYIR diyoruz
-
Vergi dilimi uygulaması ile emekçilerin soyulmasına HAYIR diyoruz
-
Eğitim ve sağlık hakkımızın paralı hale getirilmesine, sağlık katkı paylarına, muayene ücretlerine HAYIR diyoruz
-
En fazla işin en az kişiye yaptırılması uygulamalarına HAYIR diyoruz
-
Kamu emekçilerinin söz ve karar haklarının olmadığı bir sisteme HAYIR diyoruz
Emekçilerin barış içerisinde kardeşçe yaşadığı eşit, özgür, laik ve demokratik bir Türkiye için HAYIR diyoruz…