top of page

bordro yakma eylemi

WhatsApp Image 2018-10-15 at 13.31.54.jp
WhatsApp Image 2018-10-15 at 13.03.50.jp
WhatsApp Image 2018-10-15 at 13.17.13.jp

TÜÄ°K tarafından açıklanan resmi enflasyon rakamları emeÄŸi ile geçinin tüm kesimleri etkilediÄŸi gibi, sokakta, çarşıda, pazarda yaÅŸadığımız gerçek enflasyonla uzaktan yakından bir ilgisi yoktur.  Ä°ÄŸneden ipliÄŸe her ÅŸeye yapılan zam furyası tüm hızı ile devam etmekte ve bu artışların önümüzdeki dönemde de devam edeceÄŸi görülmektedir.

 

Bu nedenle KESK tarafından tüm Türkiye'de ve Antalya'da eÅŸ zamanlı basın açıklaması ve bordro yakma eylemi gerçekleÅŸtirildi.

​

Antalya Defterdarlığı önünde gerçekleÅŸen eylemde basın açıklamasını KESK Antalya Åžubeler Platformu adına BES Antalya Åžube BaÅŸkanı Devrim MOL yaptı.

​

Basın açıklamasının tam metni ÅŸu ÅŸekilde;

​

Basına ve Kamuoyuna;

Ülke olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Yıllardır uygulanan, ülkeyi enerjiden sanayiye tarımdan gıda ürünlerine kadar her alanda dışa bağımlı hale getiren yeni liberal politikalar sonucu, yaÅŸadığımız ekonomik kriz gittikçe derinleÅŸiyor.

 

Siyasi iktidar “kriz miriz yok” diyor.  Ama her gün yaÅŸanan iÅŸten çıkarmalar sonucu iÅŸsizler ordusu gittikçe büyüyor.

Siyasi iktidar “kriz miriz yok” diyor. Ama borçlarını ödeyemez hale geldiÄŸi için iflas eden, konkordato ilan eden firmalara-ÅŸirketlere her gün yenileri ekleniyor.

Siyasi iktidar “kriz miriz yok” diyor. Ama bugün maaÅŸlarını alan 3 milyon kamu emekçisi ve 13 milyon emekli olarak artan hayat pahalılığı karşısında gittikçe eriyen, daha cebimize girmeden borçlarımıza, kabaran faturalara giden ayın sonunu getiremediÄŸimiz maaÅŸlarımız öyle demiyor.

 

Siyasi iktidar “ kriz, miriz yok. Bu da geçer yahu” diyor. Ama geçmiyor. Zam kasırgası gittikçe ÅŸiddetleniyor.

Bebek maması ve bezinden tutun meyve ve sebzeye kadar iÄŸneden ipliÄŸe her ÅŸeye ardı ardına yapılan zamlar sürmektedir. Tam da okulların açıldığı dönemde kağıtta, defterde, kırtasiye ürünlerinde, servis ücretlerinde yapılan artışlar cep yakmaktadır.  

 

DoÄŸalgaz ve elektrik zamları otomatiÄŸe baÄŸlanmıştır. Kış aylarına girmeye hazırlandığımız bir dönemde, hem de döviz kuru kısmen düÅŸmesine raÄŸmen elektriÄŸe ve doÄŸalgaza tekrar zam yapılmıştır. Son zamlarla birlikte konutlarda kullanılan elektrik yılın başından bugüne yüzde 41,  doÄŸalgaz ise yüzde 44 zamlanmıştır. Bu fahiÅŸ artış oranlarına raÄŸmen Hazine ve Maliye Bakanı “küresel olarak bir deÄŸiÅŸim süreci olmazsa yılsonuna kadar elektriÄŸe ve doÄŸalgaza zam yapmayacağız “ diyerek halka adeta dalga geçmektedir. 

 

BilindiÄŸi üzere TÜÄ°K tarafından 3 Ekim’de açıklanan rakamlara göre aylık enflasyon yüzde 6.30, yıllık enflasyon ise yüzde 24.52 olarak gerçekleÅŸmiÅŸtir. Hükümet temsilcileri söz konusu rakamların “sürpriz” olduÄŸunu, uzmanların dahi bu derece yüksek enflasyon rakamları beklemediÄŸini açıklıyor.   

Uzmanları bilmiyoruz, ama asgari ücretliler, iÅŸçiler, kamu emekçileri, emekliler için bu rakamlarda ‘sürpriz’ bir durum yoktur. Çünkü çarşıda, pazarda, mutfakta yaÅŸadığımız yangının TÜÄ°K’in resmi enflasyon rakamlarının çok daha üzerinde olduÄŸunu bu ülkede çocuklar dahi bilmektedir. 

 

Yıllık zamlar bir tarafa son bir ay içersinde yaÅŸadığımız zamlar bile hayat pahalılığının ne kadar arttığını göstermektedir. ÖrneÄŸin son bir ay içinde bebek mamasının fiyatında yüze 18, domatesin fiyatında yüzde 35,  sivri biberin fiyatında yüzde 32 artış yaÅŸanmıştır.

 

Domates ve bibere gelen zamlar ile yumurtanın fiyatının bir yıl içinde yüzde 95 artması, geçtiÄŸimiz ay “soÄŸanlı mı olur soÄŸansız mı“ tartışması yapılan menemeni bile sofraların lüks yemeÄŸi haline getirmiÅŸtir.

Tüm ücretli kesimler gibi kamu emekçileri de artan hayat pahalılığında gittikçe yoksullaÅŸmaktadır.

Toplam 5 milyon kamu emekçisi ve emeklisi yandaÅŸ konfederasyon yönetimi ile hükümet arasında imzalanan, hiçbir zaman tutmayan hedeflenen enflasyon rakamlarının esas alındığı satış sözleÅŸmelerinin bedelini ödemeye devam etmektedir. YandaÅŸ konfederasyon yönetiminin son satış sözleÅŸmesinde altına imza attığı rakamlar çoktan pul olmuÅŸtur.

 

BilindiÄŸi üzere yandaÅŸ konfederasyon yönetiminin geçtiÄŸimiz yıl altına imza attığı son satış sözleÅŸmesi ile maaÅŸlarımızda 2018 yılının ilk altı ayında %4, ikinci altı ayında ise %3,5 artış yapılması kararlaÅŸtırılmıştır.

TÜÄ°K tarafından son açıklanan verilere göre Temmuz-AÄŸustos-Eylül ayını kapsayan üç aylık dönemin enflasyonu yüzde 9.3 tür. Yani yaÅŸadığımız gerçek enflasyonunun çok uzağında olan resmi enflasyona göre bile önümüzde üç ay olmasına raÄŸmen ÅŸimdiden yüzde 6 oranında bir enflasyon farkı oluÅŸmuÅŸtur.

 

Öte yandan emekçiler için satın alma gücünü, refah durumunu gösteren en önemli ölçüt yaÅŸanan gerçek enflasyonun üzerini örten TÜÄ°K verileri deÄŸil, açlık ve yoksulluk sınırı verileridir.

 

Konfederasyonumuz AraÅŸtırma Birimi KESK-AR’ın 2018 Eylül ayı açlık ve yoksulluk sınırı çalışmasına göre; dört kiÅŸilik bir aile için açlık sınırı 2.214 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 6.237 TL’ye ulaÅŸmıştır. Buna göre eÅŸ ve çocuk yardımı dahil ortalama 3.250 TL maaÅŸ alan kamu emekçileri hızla açlık sınırına yaklaÅŸmaktadır. 

 

Tüm emekçiler için satın alma gücünü gösteren ölçütlerden birisi de gelirin, uluslararası kabul gören döviz karşısındaki deÄŸeridir.  Hele de doÄŸalgazdan, akaryakıta, elektrikten ete, pamuktan buÄŸdaya kadar hem tükettiÄŸimiz hem de üretimde kullanılan her ÅŸeyin ithal edildiÄŸi ülkemizde, maaÅŸlarımızın döviz karşısındaki deÄŸeri çok daha önemli hale gelmiÅŸtir.

 

Türk lirasının döviz karşında deÄŸer yitirmesi kamu emekçilerinin satın alma gücünü ciddi ÅŸekilde eritmiÅŸtir. ÖrneÄŸin sene başında, yani 2018 Ocak itibari ile 3.250 TL maaÅŸ alan bir kamu emekçisinin maaşı enflasyon farkı ve %4 oranındaki toplu sözleÅŸme zammı sonucunda Temmuz itibari ile 3.664 TL’ye çıkmıştır. Ancak söz konusu kamu emekçisi Ocak-Eylül arası dokuz aylık dönemde döviz kurundaki ortalama artıştan kaynaklı olarak 1.067 ( bin altmış yedi) dolar, bugünkü kurla yaklaşık 6.200 TL kayıp yaÅŸamıştır.

 

Kısacası sene başında maaşı 3.250 TL olan bir kamu emekçisi, dolar kurundaki artıştan kaynaklı olarak 9 aylık dönem içinde 2 maaÅŸ kayıp yaÅŸamıştır.

YaÅŸanan hayat pahalılığı karşısında halk çözüm odaklı ve kalıcı bir enflasyonla mücadele politikası beklerken siyasi iktidarın ilk iÅŸi TÜÄ°K BaÅŸkan Yardımcısını görevden alıp, yerine Hazine ve Maliye Bakanı’nın Enerji Bakanlığı döneminden mesai arkadaşını getirmek olmuÅŸtur.

 

GeçtiÄŸimiz hafta açıklanan “Enflasyonla Topyekun Mücadele Programı” ise günlerdir kamuoyunda yaratılan beklentiyi karşılamanın çok uzağındadır. Söz konusu program paketinden patronlara yeni vergi iadeleri, krediler, KDV iadesinin kolaylaÅŸtırılması gibi müjdeler çıkarken vatandaÅŸlara ise çıka çıka yaÅŸanan gerçek enflasyonun %50’yi aÅŸtığı koÅŸullarda, 80 gün sürecek %10 indirim kampanyasının yapıldığı firmalardan alış veriÅŸ yapma tavsiyesi çıkmıştır.

Kısacası siyasi iktidar halkı oyalamaya, yaÅŸanan krizin faturasını emekçilere yıkmaya çalışmaktadır.

 

Bu krizin asıl sorumluları, ülkeyi çok uluslu  ÅŸirketlerin, sermayenin çıkarlarını temel alan neoliberal politikaları yıllardır ısrarla sürdüren, halkın birirkimi olan ve üretim yapan kamu iÅŸletmelerini, fabrikalarını özelleÅŸtirmelerle talan eden, her alanda dışa bağımlılığı artırarak borç batağına saplayan ve bu politikalardan nemalananlar, zenginliklerine zenginlik katanlardır.

Bizler KESK’e baÄŸlı sendikaların üyeleri olarak bir kez daha altını çiziyoruz. YaÅŸanan krizin sorumlusu ücretleri, gerçek enflasyon yerine hiçbir zaman tutmayan hedeflenen enflasyon rakamlarına göre belirlenerek gittikçe yoksullaÅŸtırılan, büyümden pay verilmeyen, sendikal hakları teker teker yok edilen asgari ücretliler, iÅŸçiler, kamu emekçileri ve emekliler deÄŸildir.  Dolayısıyla iÅŸçilerin, emekçilerin bu krizi yaratanlara bir borcu yoktur. Tam tersine yıllardır yaÅŸadığı kayıplardan kaynaklı alacağı vardır.

 

Bunun için

  • Sadece bu yıl deÄŸil, yıllardır yandaÅŸ konfederasyonun altına imza attığı satış sözleÅŸmeleri sonucunda yaÅŸadığımız kayıpların telafi edilmesini,

  • MaaÅŸlarımızda Ocak ayı beklenmeden, hemen ÅŸimdi yaÅŸanan gerçek enflasyon temel alınarak artış yapılmasını,

  • Elektrik, doÄŸalgaz, akaryakıt, ekmek gibi temel ihtiyaç mallarına yapılan zamların geri alınmasını, zam yapılmamasını,

  • Kamu emekçilerinin iÅŸ güvencesini ortadan kaldırmayı hedefleyen saldırılara son verilmesini,

  • YandaÅŸ konfederasyon ile yapılan satış sözleÅŸmesi çoktan hükmünü yitirmiÅŸken, Kamu emekçilerinin temel sorunlarının çözülmesi için bütçe döneminden önce gerçek bir toplu sözleÅŸme yapılmasını istiyoruz.

Tüm kamu emekçilerini insanca yaÅŸamaya yetecek bir ücret ve güvenceli çalışma için bu taleplerine sahip çıkmaya, omuz omuza mücadele etmeye çağırıyoruz.

YaÅŸasın KESK YaÅŸasın Örgütlü Mücadelemiz.

 

​

bottom of page