top of page

AKADEMÄ° SUSMAYACAK

Üniversitedeki görevlerine son verilen Barış Akademisyenleri ve kamu emekçileri için  KESK Antalya Åžubeler Platformu olarak 24 Kasım tarihinde Akdeniz Üniversitesi Meltem kapısı önünde basın açıklaması yaptık.  Destek için akademisyenlerinde katıldığı açıklamada sık sık akademisi susmadı,susmayacak, yaÅŸasın demokrasi mücadelemiz, barış hemen ÅŸimdi, OHAL'e hayır demokratik Türkiye sloganları atıldı. Açıklamayı KESK Antalya Åžubeler Platformu adın Dönem Sözcüsü Kadir Öztürk okudu. açıklamadan sonra görevine son verilen akademisyenler alkışlarla selamlandı.

 

DeÄŸerli basın emekçileri,

Mücadele arkadaÅŸlarım; dayanışma duygusu ve ülkede uygulanan açık faÅŸizme karşı çıkma kararlılığıyla burada bulunan dostlarım,

AKP ve Saray, hukuk tanımaz, saltanatçı zihniyetiyle ülkeyi uçurumdan aÅŸağı yuvarlamaya çalışıyor ve hepimizi, bu ülkeyi cehenneme götüren taÅŸları Kanun Hükmünde Kararnamelerle döÅŸüyor.

AKP ve Saray, son yayımlanan KHK’lar ile Akdeniz Üniversitesi’nde “barış bildirisine” imza atan sekiz akademisyeni ihraç etmiÅŸ; bunun dışında ilimizde BES ve SES üyesi kamu emekçilerinin bulunduÄŸu onlarca arkadaşımızın geleceÄŸine, emeÄŸine el koymuÅŸtur. Onların onurlarıyla oynamakta, onları ve hepimizi açlıkla terbiye etmeye ve teslim almaya çalışmaktadır.

 

Bilimin ve demokratik eÄŸitimin beÅŸiÄŸi olması gereken üniversitelerde rektörlük seçimleri kaldırılmış; belediye baÅŸkanlarının yerine kayyumlar atanmış, seçilmiÅŸ belediye baÅŸkanları ve milletvekilleri tutuklanmıştır.

Haber ajansları, televizyon kanalları, gazeteler, dergiler hatta kültür sanat dergileri, dernekler kapatılmış; Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları, büyük bir hukuksuzlukla cezaevlerine konulmuÅŸtur.

 

Özetle; AKP, kendisine muhalif olan her kesime ve gruba saldırmayı bir hak olarak görmüÅŸ ve seçilmiÅŸ olmalarının bu yetkiyi kendilerine verdiÄŸini düÅŸünerek hoyratlıkla, nobranlıkla saldırılarına her gün bir yenisini eklemiÅŸtir.

 

Ülkemizde hakların bir anlamı ve hukukun da güvenliÄŸi kalmamıştır.

 

Demokrasi, özgürlük, barış ve insanca yaÅŸam için mücadele eden arkadaÅŸlarım,

GerçeÄŸi arayan ve onun peÅŸinde koÅŸan, halkın haber alma hakkı için yanımızda olan basın emekçisi dostlar,

 

Unutulmamalıdır ki demokrasi, hak, hukuk ve adalet gibi kavramlar ve bunlara baÄŸlı uygulamalar, insanlığın yüzyıllar boyu sürdürdüÄŸü mücadelenin ürünleridir. Bu kavramlar ve baÄŸlı uygulamalar, bu mücadelenin içinde oluÅŸmuÅŸ, meÅŸruiyet kazanmış ve bugüne taşınmışlardır.

Bugün, bütün bu kavramların ağırlığını taşımakla yükümlü, ya da kendilerinden bunu beklediÄŸimiz kurumlar yok artık. Kavramlar baÄŸlamlarından koparılmış, tarihsizleÅŸtirilmiÅŸ, içleri boÅŸaltılmıştır.

Bu durum, geniÅŸ halk kitlelerinin neyin doÄŸru, haklı, meÅŸru ve hukuka uygun olduÄŸu konusunda gerçeÄŸe ulaÅŸmasını da olanaksız hale getirmiÅŸtir.

 

Yaratılan bu kaos ortamında tüm insanları ve zamanları kapsayan evrensel haklar ve talepler yerlerini iktidarın amaç ve isteklerine bırakmış, yok edilmiÅŸtir.

Ä°ktidarın “çoÄŸunlukçu mantığı”;  ben çoÄŸunluÄŸum ve arkamda çoÄŸunluk desteÄŸi var zihniyetiyle demokrasi tramvayından inmeye çalışmaktadır. Ancak bilinmelidir ki seçilmiÅŸ olmaları kendilerini buraya taşıyan demokrasiyi ortadan kaldırma hakkını kendilerine vermemektedir.

 

Görünen odur ki AKP, hak ve taleplerin sınırını da kendisinin belirleyeceÄŸi baskıcı bir rejimi uygulamaya koymuÅŸ, demokrasiyi ve cumhuriyeti adeta ilga etmiÅŸtir.

 

 

Ä°ÅŸine, geleceÄŸine, onuruna sahip çıkan yol arkadaÅŸlarım,

Saygı deÄŸer basın emekçileri,

 

Parlamento görevde iken, OHAL ve sonu gelmeyen KHK’lerle toplum ve ülkenin kaderi üzerinde derin etkisi olacak önemli kararlar yasa gücünde yayımlanmaktadır. Bütün bunları da yasama meclisi üyeleri izlemekle yetinmektedir.

Askeri darbeleri eleÅŸtirerek, “ileri demokrasiyi” savunan bir iktidarın, 12 Mart darbesi ve 12 Eylül hukukundan da geriye düÅŸmesi açıklanamaz; bu durum olsa olsa bir baÅŸka darbeyi yani sivil bir hükumet darbesini yaÅŸamakta olduÄŸumuzu gösterir.

  

Hükümet ülkeyi Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) yönetmeye, 15 Temmuz darbecilerinin kapatmak istediÄŸi meclisi iÅŸlevsizleÅŸtirmeye, Anayasa’ya aykırı düzenlemeleri KHK’lar ile hayata geçirmeye devam etmektedir.

“Dünyanın pek çok ülkesinde var” denilerek ilan edilen OHAL, diktatörlükler dışında dünyanın hiçbir ülkesinde iktidara Anayasa’yı yok sayma, çiÄŸneme, mahkemeler gibi davranma hakkı vermemektedir. Ülkemizde yaÅŸanan,  halkın huzur ve güvenliÄŸinin tesisi süreci deÄŸil; hukuku ayaklar altına alan bir rejim deÄŸiÅŸikliÄŸi sürecidir.

​

Sayın basın emekçileri,

Çok kıymetli mücadele arkadaÅŸlarım,

 

22 Kasım 2016 Salı günü Resmi Gazete’de yayınlanan “OlaÄŸanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameler” ile demokrasiye bir darbe daha vurulmuÅŸtur.  Barışın ve emeÄŸin yanında olan akademisyenlerin mahkeme kararı olmaksızın kamu görevlerinden ihraç edilmesine devam edilmiÅŸtir. GeçtiÄŸimiz hafta, hatta dün ilimizde hukukla,  çocuklarla, göçmenlerle, kadınlarla, yoksullarla ilgili çalışmalar yapan dernekler mühürlenmiÅŸ, kapatılmıştır.

 

Anayasayı askıya alan, grev hakkını gasp eden, sendikalaÅŸma ve her türden örgütlenme hakkını engelleyen, seçilmiÅŸleri tutuklayarak yerlerine atanmışları getiren, medyada tek sesliliÄŸi hâkim kılan ve gazetecileri hapse atan, üniversitelerde özgür düÅŸünceyi savunan ve barış isteyen akademisyenleri, emekleri ve iÅŸ güvenliÄŸi için mücadele eden kamu emekçilerini iÅŸinden eden iktidarlara ve tüm darbelere karşı olan ve daima demokrasiyi savunanlar olarak bir kere daha vurgulamak isteriz ki, askeri, sivil her türlü darbeye direnmek boynumuzun borcudur.

Askeri faÅŸist diktatörlüklerin gelenekleri dışında düzenlemelerine ve getirdiklerine de sahip çıkan Saray ve atadıkları; on binlerce eÄŸitim emekçisini açığa almış, ihraç etmiÅŸken 24 Kasım arkasına gizlenerek göstermelik etkinlikler düzenleyecekler… Herkes bilmelidir ki barış bildirisine imza attıkları için ihraç edilen akademisyenler de geleceÄŸine, öÄŸrencilerine, iÅŸ güvencesi için mücadele edip açığa alınan ya da ihraç edilen eÄŸitim emekçileri de hamaset ve saray dalkavukluÄŸu ile geçiÅŸtirilen bu güne dün sahip çıkmadıkları gibi bugün de sahip çıkmayacaktır.

 

Biz nasıl ki o zaman 12 Eylül askeri faÅŸist cuntasına boyun eÄŸmediysek bugün de AKP’nin uyguladığı açık faÅŸizme boyun eÄŸmeyeceÄŸiz.

faÅŸizme direnmeye; cumhuriyete, demokrasiye, laikliÄŸe, insan haklarına, hukuka ve barışa sahip çıkmaya çağırıyoruz. Unutmayalım ki “bu kavga faÅŸizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır.”

Ülkemiz ve tüm dünya kamuoyu bilsin ki bizleri teslim alamayacaklar, teslim olmayacağız!

YaÅŸasın iÅŸ, ekmek, özgürlük, hukuk, demokrasi ve barış mücadelemiz! Haklıyız ve biz kazanacağız.

bottom of page